Çalışmalarına tıpla başlayıp daha sonra felsefe, mitoloji, edebiyat, dinler tarihi vs. gibi disiplinlerle sürdüren Jung oldukça zengin ve renkli bir tablo bırakmıştır geriye. Kendinden sonra çalışmaları psikoloji ve psikiyatriden daha çok, felsefe, dinler tarihi ve edebiyata olmuştur. Eserleri oldukça geniş bir birikimin sonucu olduğu için anlaşılması güçtür, 1960'larda İngilizce'ye çevrilmeye başlanmıştır. Varoluş, indirgemeci bir mantıkla, matematiksel formüllerle ele alınmadığından okuyucusunun sabırlı, önyargısız ve derin kültür sahibi olması gerekir. Fikir edinmek için bile olsa Jung'un bir iki yapıtını okumak yetmez. Arketipler, kollektif bilinçaltı, içedönüklük-dışadönüklük, kelime-çağrışım testleri, onunla psikoloji alanına girmiştir.