Tikenli yaylasının gümbür gümbür toprağa fırlayan pınarları aklına gelmiş olmalı ki "Ah Tikenli ah..." kelimesi döküldü ağzından... Ne günlerdi onlar diyerek gözlerini dikti bir noktaya. Nice sonra evladım bir su ver de Tikenlinin pınarlarından akan su niyetine içeyim dedi.
İlbey daha önce duyduğu ve hep merak ettiği Tikenli yaylasıyla ilgili bildiklerini öğrenmek için misafirine sordu:
- Ese amca Tikenli de neresi?
- Bak İlbeyim, evladım; sende aynı toprağın insanısın. Memleketinden uzaklaşınca toprağın hatıralarını sana anlatacak birilerini hep aramalısın. Toprak, ancak üzerindeki hatıralar yaşanır ve bilinirse sıla olur, vatan olur. Yoksa yaşananlar bilinir ama halde yaşanamazsa toprak bir kuru çorak olur, ahraz olur. Dili olmaz, imanı olmaz, ölüden farksız olur. Ama onu yaşatırsan toprak ta vatanlaşarak yaşar. Kökü kömeci olur. Bu canlılığı sende görerek yaşarsın. O zaman ondan korkmazsın. Seversin ve sevildiğini bilirsin. Nihayetinde kendine onu sadık bir dost olarak görür ve vuslat zamanı seve seve kollarına girersin, yeni bir hayata başlamak için. Bilahare farklı bir boyutta çorak topraklarda cennet havası estirirsin.