Yirminci yüzyılın başlarında bazı gençlerin bir araya gelerek bir ortak serüvene girişmeleri moda olmuştu. Eskiden şairlerin, ressamların tek başlarına atıldıkları yeniliklere artık dost toplulukları atılıyordu.
1906'da yedi kişilik bir grup Paris yakınlarındaki bahçeli büyük bir eski konağa yerleşip içinde bir matbaa kurdular. Abbaye adını verdikleri konak kısa sürede birçok yazar ve sanatçının uğrağı oldu.
Abbaye'de bir araya gelenler yalnızca ortak çalışıp, özgür yaşamak isteyenlerdi. Abbaye bir örgüt değildi. Doktrini yoktu. Disiplinli bir topluluk değildi.
Dirilen Şehir, Abbaye'nin müdavimlerinden biri olan Jules Romains'in romanı; daha doğrusu uzun anlatısı. Romains bu öyküde bir kentin yaşamındaki uyanışı, buyruklara nefreti ve kuralsızlığı anlatıyor.
Ferruh Doğan'ın çizgileriyle sunduğumuz Dirilen Şehir'i beğeneceğinizi umuyoruz.