Kader üzerine çarpıcı bir bakış, karmaşık insan doğasına ışık tutan usta işi bir roman...
New York Times’ın genç ve başarılı muhabiri Andrew Stilman gençlik aşkıyla yeni evlenmiş, bir yandan da hayatının en önemli haberinin izini sürmektedir. Ancak sabah sporunu yaptığı parkta bıçaklı saldırıya uğrayarak ağır yaralanır. Gözlerini açtığında zaman içinde iki ay öncesine gitmiştir, hem araştırmasını sona erdirmek hem de kendisine vahşice saldıran kişiyi bulmak için altmış günü vardır. New York’tan Buenos Aires’e kadar uzanan amansız yarış başlamıştır artık. Daha önce yaşadığı o altmış günü yeniden yaşamaya başladığında, kıskançlık ve intikam güdüleriyle onu öldürmek isteyecek insanların sayısının epeyce kalabalık olduğunu şaşkınlıkla fark eder. Peki kimdir saldırgan: Karısı Valérie mi, barda tanıştığı esrarengiz kadın mı, çocuğu elinden alınan aile mi, yoksa ve baş belası meslektaşı Olson mu?
Romanları kırk beş dile çevrilen ve milyonlarca satan Marc Levy, dünyada en çok okunan Fransız yazar unvanını yıllardır koruyor. Gerçekle kurguyu ustaca harmanladığı, tutku, aşk, heyecan ve gerilim dolu bu romanla, okuyucuyu Keşke Gerçek Olsa’dakine benzer bir maceraya sürüklüyor bir kere daha.