Günümüzdeki politik, askeri ve ekonomik gelişmeler öyle gösteriyor ki, Dünya; 21.yüzyılı da çok kutuplu hakimiyet senaryoları ve uygulamaları ile geçirecek. Ancak bu çok kutuplu dünya hakimiyetinde, Türkiye ve Türk Dünyası'nın nasıl bir politika izleyeceği doğrusu çok merak ediliyor. 21.yüzyılda, Türkiye ve Türk Dünyası, acaba tamamen kültürel ve ekonomik sömürgecilik sahası mı olacak? Yoksa bir silkeleniş ve diriliş çabası içine girerek, çok kutuplu dünya hakimiyetinde "ben de varım" diyebilecek mi? Bir bakıma bu eserin amacı; böyle bu soruya cevap aramak olmuştur. Eserin, dünya siyaseti ile uğraşan tüm araştırmacılara, yöneticilere ve özellikle içindeki liderlik duygusunu geliştirmeye çalışanlara faydalı olacağını umuyoruz.