Ocak 1901, Kraliçe Victoria’nın ölümünden bir gün sonra, Londra: İki aile, Waterhouse’lar ve Coleman’lar, merhum kraliçeleri için matem kıyafetlerine bürünüp aile mezarlarını ziyarete gelirler. Kraliçelerine ve onun temsil ettiği her şeye gönülden bağlı olan Waterhouse’lar biten bir dönemin ardından içtenlikle gözyaşı dökerken Coleman’lar yas tutmak şöyle dursun yeni bir dönemin heyecanına kendilerini kaptırmışlardır bile. Ne var ki bir dönemin sonu birbirlerine tamamıyla zıt bu iki ailenin, zorunlu ilişkilerinin başlangıcı olacaktır.
Yazdığı her kitapta okuyucusunu apayrı zamanlara götüren Chevalier’le bu kez de gaz lambalarının yerini elektriğin, atların yerini arabaların aldığı, kadınların oy hakkı için sokaklara döküldüğü Edward dönemi İngiltere’sine uzanıyor; bu kısacık zaman dilimine ait insan manzaralarına ebeveynlerin, çocukların; karıların, kocaların; efendilerin, uşakların gözünden tanıklık ediyoruz.