“Yazar olarak ayrıcalığım nedir, az çok biliyorum; benim yazılarıma alışmanın beğeniyi nasıl ‘bozduğunu’ da gözlerimle gördüğüm durumlar oldu. İnsan başka kitaplara, hele felsefe üstüne iseler, düpedüz dayanamaz olur. Bu soylu ve ince dünyaya girebilmek benzersiz bir seçkinliktir, Almanlıkla hiç ilgisi olmamalı insanın bunun için; kısacası, öyle bir seçkinlik ki bu, onu kendi hak etmiş olmalı insan. Ama kim amaçlarının yüksekliğiyle bana benziyorsa, gerçekten coşkular yaşayacaktır burada öğrenirken: Çünkü ben daha hiçbir kuşun uçmadığı yükseklerden, daha hiçbir ayağın yolunu şaşırıp inmediği uçurumlardan geliyorum. Söylediklerine göre, benim kitaplarımı elinden bırakamazmış insan, uykularını bile kaçırırmışım geceleri... Kitap denen şeyin daha gururlusu, daha incelmişi yazılmamıştır, onlar yeryüzünde erişilecek en yüksek doruğa, sinizme erişirler yer yer; hem en ince parmaklarla, hem en zorlu yumruklarla elde edebilmeli onları…”