Aydınlar ve sanatçılar seçkinci bir tavır takınmak zorunda mıdır? Politik taban çalışmasının beraberinde getireceği güçlükler karşısında geri çekilerek yazı masalarına sarılmaları, kuramsal çalışmalarının ardına gizlenmeleri ya da bir düş dünyasına sığınmaları mı gerekir? Ya da tam tersine yazar - ve kendi dengesini yitirme pahasına bile olsa - yoğun siyasal etkinlik göstermeli ve bu sırada kendisini sudan çıkmış balık gibi hissetmeyi göze almalı mıdır? Politik yönelimli yazar için kendisini artık yalnızca politik edebiyat ve yergiyle dile getirmek kaçınılmaz bir şey midir? Bunlar Mario Benedetti'nin bu denemelerde deştiği sorulardan birkaçıdır. Formüle ettiği yanıtlar, konuyla iki yönden ilişkili bir kişinin yanıtlarıdır: Yazarın ve politik savaşımcının.