Toplumumuzun yapısında, seslerini ve eylemlerini bulundukları ortama göre ayarlayan tutucu ya da gerici ırada (karakterde) kemikleşmiş, bağnaz ve şeriatçı bir kesim vardır. Bunlar öteden beri donmuş ortaçağ geleneklerini kuşaktan kuşağa sürdürürler. Güzele, pozitif bilime, yontuya, çiçeklere, parklara, planmalara, yaşamın ve düşüncenin kökenlerini incelemeye yönelen biyoloji dersi ile felsefeye, Türkçenin gelişmesine, kimi resmi bayramlara, çağdaş kılık ve yaşayış biçimlerine hep karşı çıkmaktadırlar.
(Kitap'tan Sf. 122)