Emîr Timur, dünyanın tanıdığı en büyük fâtihlerden biridir.
Biz kim melik-i Turan, emîr-i Türkistanmiz; bizkim halkların en kadimi, Türk’ün başbuğumiz diyerek Türklüğüne vurgu yapan, Sultan Bayezid’le gönülsüzce savaşa giren, savaştan sonra da “Bu, hiç hesapta olmayan bir savaştı. Atlarınızın ayaklarına bez bağlayın ki, bu fesat toprağı burada kalsın ve Türkistan’a ulaşmasın!” diyen komutan odur. Timur’un Sultan Bayezid’in hanımı ve cariyelerini çırılçıplak soyarak sakilik yaptırdığı iddiası, Arap asıllı İbni Arabşah’ın onu karşı duyduğu kinle uydurduğu bir iftiradır. Çünkü hükümdarlar birbirlerini akraba kabul ettiklerinden, esir de almış olsalar, düşmanının hanımlarına karşı asla saygısız davranışlar sergilemezler.
Timur’un devleti sağlığındayken son derece sağlamdı, fakat ardı arkası kesilmeyen fetihlerden sonra prensipsiz ve taşkilatsız bir şekilde kurulduğu için, bu yüce fâtihin ölümünden hemen sonra temellerinde çatlaklar oluşmaya başlayacaktı.
Timur döneminin üç temel birinci el kaynağı vardır. Biri, Şerefüddin Ali Yezdi’nin elinizdeki bu eseri; diğeri Nizameddin Şâmî’nin “Zafername”si, üçüncüsü ise İbni Arabşah’ın “Acâibu’l Makdûr” (Bozkırdan Gelen Bela) adı eseridir.
Bu kitapta, İbni Arabşah’ın eserindeki Timur’un aksine, merhametli, melek yüzlü, himmet deryası bir Timur bulacak; Bayezid-Timur çatışmasında kimin haklı olduğu konusunda bir hükme varacaksınız.