Fırından aldığınız, mis gibi kokan ekmeği düşünün. Bizim elimize, soframıza ulaşıncaya kadar nice badirelerden geçer. Önce tohum olarak serpilir tarlalara... Sonra yeşerir, başak salar göklere... Önceleri başı dik, havalardadır başağın,. Olgunlaştıkça sararır, solar; boynunu toprağa büker... Ve biçilmeyi bekler... Sonra biçilir... Tutkun olduğu toprağa serilir... Ardından harmanada çile çeker. Dövenin altına inilir. Buna çoktan razıdır. Çünkü, insan vücudunda yer almaya vurgundur buğday. Harmandaki çile de yetmez. Pişmek lâzım. Son yolculuk fırındır. İşte size ekmek!.. Mis gibi, afiyet olsun!... Buyrun, size "en güzel espiriler" buketi...