'Neden insanlar atalarının kurt, soğan, ay hatta alelade cansız bir nesne olduklarına inanırlar? Neden bitkiler, hayvanlar, gökcisimleri vb. kişileştirilir? Neden Tikopyalılar battaniyelerini yakarlar, neden Avusturalyalı devşiricilerin erkekleri cinsel organlarında ve bedenlerinin diğer kısımlarında ağır yaralar açarlar? Erkeğin kadının sepetine dokunması, kadının erkeğin yayına dokunması neden yasaklanır? Neden insanlar belli cinsleri tabu sayarlar? Neden kapitalist kara tapar? Neden kadın Arabistan sıcağında kara çarşafa sokulur? Neden insanlar sırtlarını zincirlerle döverler? Neden kimi hayvanların ve bitkilerin yenilmesi yasaklanır?.. Sanırsınız ki, bu inançlarla doğmuşlardır. Eylemlerini gerçekliğin ta kendisi olduğundan kuşku duymadıkları inançlara göre gerçekleştirir, ona uygun olarak örgütlenir, ona göre yaşarlar. Karşımızda iki problem durmaktadır: İlki, inanç olarak işçelleşen fikirler insan zihninde nasıl doğarlar; ikincisi, bu fikirler inanç olarak nasıl olup da kişide içselleşir, onun duygusal varoluşun, öznelliğini kurarlar?'