Sanat nesnesi diye sunulan nesnenin estetik değerinin çok sıradan olması ya da hiç olmaması bir estetik tavır sorununa işaret eder. Estetik tavrın öznesinin dışındaki etkene bağlı olarak ortaya çıkan bu sorun belki de en yaygın olanıdır. Bunun böyle olmasında neyin sanat, neyin sanat nesnesi sayılıp sayılmayacağı konusunda matematik gibi kesin yargılara varılamayışının rolü büyüktür. O yüzden de "zevkler ve renkler tartışılamaz", "şiirin formülü mü var", "bu kasetin kaç sattığını biliyor musun", "bu soyut resim", "bu postmodern bir anlatı" gibi yargılara sığınarak estetik değerden yoksun nesneler, sanat nesnesi adı altında piyasayı doldurabilmektedir. Böyle söylerken, kimseye güzel olan şudur, çirkin olan budur diyerek bir manipülasyon yapmak niyetinde falan değilim. Böyle bir şeyin yapılması mümkün de değildir. Estetik değerlerdeki bu "göreceliğin" popüler olanla, kolay olanla bir değersizleştirme "kesinliğe" varabildiğini görmek gerekir. Değilse estetik de insan yaşamının bir parçasıdır, yaşam değişirken estetik anlayış da değişecektir. Bu anlamda yeni deneyişler, arayışlar, buluşlar olacaktır. Ama bu hiçbir zaman bayağı olanın, sıradan olanın, "ucuz" olanın sayesinde olmayacaktır. Tersine ona rağmen olacaktır.