Eylül, mutlu bir evlilik sürmesine karşın eşi Süreyya Bey'in arkadaşı Necib bey ile gizli bir aşk yaşayan Suad Hanım'ın çıkmazlarını dönemine göre oldukça derin ve ayrıntılı bir psikolojik yaklaşımla ele alıyor. Bu özelliğinden ötürü Eylül Türk edebiyatının ilk psikolojik romanı olarak kabul edilmektedir. Bir yaz, Bagaziçi'nde yalı bir ev kiralayan Süreylya Bey ile Suad Hanım'ın aile dostu Necib onları sık sık ziyaret eder, gece yatılarına kalır. Necib bey'in derin bir saygı beslediği Suad Hanım'a ilgisi şiddetli bir sevgiye dönüşür, ancak bunu kendi içinde gizler. Bir gün dayanamaz, Suad'ın eldivenini çalar. Sonunda hastalanır, humma nöbetleri arasında bu eldiveni sayıklar. Suad bunu öğrenince eldivenin öbür tekini de verir, böylece her ikisinin de birbirine duyduğu aşk açığa çıkmış olur. Arkadaşı ve aşkı arasında kalan Necib ile kocasına bağlı Suad, nefislerini yenerek bu aşkı küllendirmeye çalışırlar. Ama sonunda evde çıkan yangın sonucu içeride kalan Suad'ı kurtarmak için içeri atılan Necib, Suad ile birlikte aynı ateşte yanarlar. Bu yangın aslında, aşklarını simgeler.