Saat dörde geliyordu. İhtiyar karı koca her zaman olduğu gibi yalnızlardı. Nikolay Sergeyiç kederli ve hasta bir durumda şezlonga uzanmış yatıyordu. Benzi uçmuş ve takatsizdi; başı ağrıyordu. Yanında oturan Anna Andreyevna bazen kocasının şakaklarını sirkeyle ıslatıyorken öte yandan da onu inceleyen acı dolu bakışını adamın yüzünden ayıramıyordu. Anlaşılan bu durum ihtiyarı iyice sıkıyor, hatta sinirlendiriyordu. Sürekli susuyordu. Karısı ise korkudan ağzını açamıyordu. Beklenmedik ziyaretimiz ikisini de hayrete düşürdü. Yanımda Nelly’i gören Anna Andreyevna kendini suçlu hissediyormuş gibi bize baktı. Odaya girerken:
“Size bizim Nelly’i getirdim,” dedim. “Düşündü taşındı ve nihayet size gelmeye kadar verdi. Onu lütfen kabul edin ve sevgiyle bağrınıza basın!”