Beş kardeşin en küçüğü olan Mesude'ye alnında bir yazı olup ömür boyu peşinden gelecek o kelimeyi söyleyen ilk kişiydi aynı anneden ve babadan olan özbeöz ağabeyi Metin. Metin ve Mesude ortak çocuklarıydı Şerif ile Fidan'ın. Fidan, çocuk yaşta aile baskısıyla evlendiği ilk eşini, kızı Gül'e iki aylık hamileyken kaybedince yine ailesi tarafından apar topar iki çocuklu ve yaşça kendisinden çok büyük Şerif ile evlendirildi. Şimdi ise aynı baskı ve zorlamalar yine ailesi tarafından Mesude'ye yapılıyordu. Belki de insanoğlu ne görürse ve ne yaşarsa, onu yaşatıyor, onu gösteriyordu. Bildiğinden, gördüğünden, deneyimlediğinden başkasını yansıtamıyor, kabul edemiyordu hayatına… Ya da… Belki de annelerinin kaderi gerçekten kızlarının çeyiziydi. Bazen okutulmayarak bazen zorla evlendirilerek bazen yoksulluk çekerek bazen psikolojik veya fiziksel şiddet görerek… Ama annelerinin kaderinin talihsiz kenarından bir miktar da olsa üzerinde taşımayan kız yoktur.