Kitabın başında İbn-i Sina’nın Hayatı, felsefesi, Hikmet ve felsefe konularında açıklamalar yapılmıştır. Batı’da “Avicenna” adıyla tanınan İbn-i Sina “Felsefe” terimi yerine “Hikmet” terimini kullanmıştır. Bu yüzden halk ve bilginlerin çoğu İbn-i Sina’yı “Hekim: hikmet sahibi” diye vasıflandırmıştır. Filozof ve hekim tabiri arasında bir fark gözetmemişlerdir. Filozof tabirinin kullanılmamasında kelimenin aslının Yunanca olması da pay sahibi olmalıdır. Bu yüzden çevirisini ve tıpkıbasımını yaptığımız eseri kopyalayan kişi kitabın başında şöyle yazmıştır: “Hekimlerin sultanı, âlimlerin ve fazılların meliki, saliklerin ve ariflerin önderi mevlamız Şeyh Ebu Ali Sina’nın sözlerindendir…”
İbn-i Sina’nın “Hikmet” tabirini kullanmasındaki en önemli sebep Kur’an’da “Hikmet” tabirine sıkça yer verilmesidir. Bir diğer neden ise “Hikmet” tabirinin anlamının derin ve geniş olmasındandır. Bu bilgiler ışığında bu esere “Felsefe Risalesi” ismini vermeyi uygun gördük. Çünkü İbn-i Sina “Hikmet” kelimesini “Felsefe” manasında kullanmaktaydı. Bu yüzden “İlahiyat” adlı eserinde “Metafizik” hakkında şöyle demektedir: “Bu ilim İlk Felsefe ve Mutlak Hikmet’tir.”
Felsefe kelimesinin açıklaması yapılırken kelimenin manasının “Hikmet Arayan” veya “Hikmet Seven” olduğu belirtilmektedir. Çünkü Hikmet’in sözlük manalarından birisi de “Bilgi”dir. Hikmet sahibi ise “Bilge”dir.
“Âlimler derler ki; “İnsan küçük âlemdir.” Onların bu sözden maksadı şudur; “Gezegenlerde yıldızlarda, tabiatlarda ve madenlerden, bitkilerden ve hayvanlardan oluşan varlıklarda her ne varsa insanda da vardır. Hatta daha tamam ve daha iyi halde!”