Bir filmi anlatmak bir rüyayı anlatmak gibi bir şey... Şili’nin küçük bir kasabasında yaşayan on bir yaşındaki María Margarita’nın film anlatmak gibi garip bir yeteneği vardır. Pampanın göz alabildiğine uzandığı, güherçile madeninin insanların kaderini belirlediği bu kasabaya ne zaman Marilyn Monroe, Gary Cooper ya da Charlton Heston’ın oynadığı bir film gelse hemen bir bilet alınır ve María doğruca sinemaya gönderilir. María sinemadan döndüğünde, tekerlekli sandalyeye mahkûm babası ve dört kardeşine filmi anlatır. Bir süre sonra bu işte o kadar ustalaşır ki kasaba halkı onu dinlemek için eve akın etmeye başlar… Hatta bu iş küçük bir aile şirketine dönüşür; işte, düşüş de o zaman başlar…