Gençlik Bunalımları, okurunu can damarından vuran bir tradejiyi anlatıyor. Kitabı önemli kılan şey, bir insanın zorla değiştirilemeyeceği..
Olayın kahramanı, yüzyılın ilk yarısında Almanya'da yaşamış bir genç.
Ailesinin baskısıyla aldığı din eğitimini, kendi isteğiyle bırakan gencin yaşadığı toplumsal ve sosyal bunalımların en sonunda bir drama dönüşmesi...
Eğitimini bırakarak alisenin yanına dönen. Bu yüzden babasıyla arası açılan, bir demir atölyesinde çalışmak zorunda kalan ve bu arada ilk aşkını tadan roman kahramanının, yaşadığı düş kırıklıklarına daha fazla dayanamıyarak hayatına son vermesi...
Ölüm bir kurtuluş mu?
Bütün aşklar karşılıksız mı?
Aile, bir insanın hayatında ne kadar belirleyici?
Görülen, yaşanılan ve düşünülen herşey ne kadar insanın kendisine ait ve insan ne kadarını başkaları istedi diye yapar?
Aslında günümüzde de yaşanan tradejilerin edebi metinlere yansımış dökümünden başka bir şey değil...