Yeraltında bir nehir akıyor; bizim hırpaladığımız kaldırımlardan duyulmuyor sesi, ama gürül gürül akıyor... Birileri hiç durmadan yazıyor, çiziyor, hiç durmadan kesiyor, yapıştırıyor ve fotokopi makineleri harıl harıl çalışıyor. Bize de bir kitapta yer alan; yani dondurulan, hareketsizleştirilen, bir anlamda işlevsizleştirilen fanzinlere bakmak, siyah beyaz bir dünyanın nasıl bu kadar renkli olabildiğini anlayamamak ve hayretler içinde kalmak düşüyor! Belki de kendimize yeniden; ama en yaralı yerimizden başlamak için bir fırsattır bu kitap, kim bilir...