İnsanlık tarihinde en trajik olaylar savaşlar ve göçler sırasında yaşanır. İnsanı doğup büyüdüğü ve kendisini ait hissettiğitopraklardan kopararak bilip tanımadığı yabancı topraklara gitmek zorunda bırakan göç olgusu, ardında acı çekmiş insanlar, yürekleri yanık sevgililer ve birbirine hiç kavuşamayacak olan dostlar bırakır…
Bundan yaklaşık yüz yıl kadar önce bu topraklarda dört büyük göç yaÅŸandı; Ä°lki Ermenilerin zorunlu göçe tabi tutulması, diÄŸeri Rus iÅŸgalinden kaçan Türklerin batıya doÄŸru ‘muhacirlik’ denen göçü, muhacirlikten iki yıl kadar sonra gidenlerin bu kez geri dönüşü. Sonuncusu da, Lozan antlaÅŸmasıyla kabul edilen mübadele ile Rumların Karadeniz’den göç etmesi…Â
Suat ÇaÄŸlayan, doÄŸduÄŸu Dolaylı Köyü’nü merkez alarak roman tekniÄŸi ile yazdığı bu kitapta; yüzlerce yıldan beri Türklerle bir arada yaÅŸamayı baÅŸarmış olan gayrimüslimlerin, Birinci Dünya Savaşı ve Rus iÅŸgali koÅŸullarında, emperyalistler ve onların yerli iÅŸbirlikçileri tarafından nasıl birbirine düşman edildiÄŸini anlatıyor.Â
Yaratılan çatışma ortamının zararını sadece muhacirler, zorunlu göçe tabi tutulanlar ve mübadele ile gidenler deÄŸil, Karadeniz’in taşı, kuÅŸu toprağı da çekmiÅŸtir.Â
Suat Çağlayan’ın bu kitabı yüz yıl önce bölgemizde yaşananları anlatırken, bu topraklarda hak iddia edenlerin kendilerini nasıl geri dönülmez bir yola soktuklarını okurlarına sunuyor.
Â
Trabzon’dan çıktım başım selamet
Çavuşlu’ya vardım koptu kıyamet
Anam, babam, bacım Hakk’a emanet
Muhacirlik büktü benim belimi