Kardelen, Turnalar, Yediveren ve Kaptan adlı yapıtlarını yayımladığımız Öner Yağc'nın yeni bir romanıyla buluşturuyoruz okurlarımızı: Gökyüzüne Akan Irmak.
Öner Yağcı, Gökyüzüne Akan Irmak'ta, yarınları yaratma adına yola çıkan kayıp ve kahraman bir kuşağın, 12 Mart gençliğinin gökyüzünü fethetme sevdasını anlatıyor
"Dağlar ağlıyor mu? Ağrı Dağı eridi mi? Deli deli akıyor muydu ırmaklar? Buz tuttu mu Kızılırmak kahrından? Rüzgar yakıyor muydu yüzleri? Kanadı mı Ankara? Yas mı tutuyordu denizler? Gırtlakları tıkandı mı gecekonduluların? Peki ya nasıl almışlardı haberi? Düşleri mi gölgelenmişti? Ağlasın yürekleri! İstanbul, Ankara kahrından. Gülüşler donsun.
Aşklar titresin gül yaprakları gibi, bütün aşklar, üstlerindeki çiğ damlaları yere düşerken birleşsin güneşin ışıklarıyla, güneşin parçası olsun, ısıtsın bütün yürekleri, aşk ateşi salsın bütün yüreklere, aşkı çoğaltsın! Çoğalan aşklar güneşin memelerinden aldığı aydınlığı ve sıcaklığı emerek büyütsünler! Yürekleri büyüsün aşk ateşiyle çınarlar gibi, çınarlar kutsasınlar tüm aşlarını dünyanın.
Aşka bakın, aşkı tanıyın, aşkı öğrenin. Evreseldir aşk, defne çiçeği gibi, zeytin dalı, ekmek-şarap-tuz... Ve hep yaralanmıştır, hep hüzünlüdür ve hep sarmıştır yarasını. Hüznünü hiç yitirmemiştir.