Salonun penceresinin önünde bir sandalyeye oturmuş, dışarıya bakıyor. Yüzünde mahcup bir ifade… Zamanı elinden yere düşürmüş gibi en unutulmaz hatıranın izlerini silmiş gibi mahcup. Kim bilir kaç defa yıkandı, kaç su dökündü baştan aşağı temize çıkmak için. “Sen pakların pakısın.” diye fısıldayan o sesi unuttu nicedir. Hatırlasaydı başka türlü bakardı gözleri. Hatırlasaydı bir umut olurdu belki. Yüzündeki mağrur çizgiler silinmeden evvel ağır gelirdi ötekinden medet ummak. Hayatı hizaya sokmak için merhamet dilenen biri değildi eskiden. Oysa şimdi pencerenin önünde alenen medet ummakta... Bugünün aynasında bir medet defterine dönen alnı, sayfa sayfa kendi çaresizliğini yazarken mağrurluğunu unutan çehresi, bir mum yakar gibi maziyi hatırlamakta…
Yazar, Türk Dil Kurumu’na ait Türk Dili dergisinde yayımlanan “Sahipsiz Fotoğraf Tefrikası” adlı yazı dizisiyle sahaflardan topladığı fotoğraflara 60’lı, 70’li ve 80’li yılların penceresinden bakarak yepyeni öyküler sunuyor. Yedi öyküden oluşan bu yazı dizisinde kardeşlikten gurbet acısına, gazino sahnelerinden tek göz odalarda anlatılan aşk masallarına, taşranın masumiyetinden şehrin çıkmazlarına kadar uzanan hüzünlü koridorlarda geçmişin renkleri okurun gözünde yeniden canlanıyor ve öyküler nihayetinde tek bir kitapta toplanıyor.