Fi tarihinin bahariydi, bir tarih hazinesi olan yurdumuzun güzel köselerinden birini görmek için yola çiktik. Her adiminda bir sanat eseri yükselen bu sirin tarihi yerlesim yeri baharin yesilligiyle daha da bir sirinlesmis, güzellesmisti.Ilk olarak orada rastlamistim bu kavrama ve beni çok etkilemisti;
'Göz Yasi Sisesi'. Neydi bu göz yasi sisesi ne ise yarardi? Sorduk sorusturduk bilenlerden ögrendik.
Hikayesi ilginç ve düsündürücüydü.Anneler, esler, nisanlilar hasret kaldiklari çocuklari, esleri, nisanlilari, ölen yakinlari için agladiklari zaman göz yaslarini bu siselere akitip bu siseler de topluyorlarmis. Daha sonra da kavustuklarinda kendilerine hediye ediyorlarmis. Ve hediye edilen bu göz yaslari degerli bir mücevher gibi saklaniyormus.
Doya doya aglayabilmek birisi için, göz yasi dökebilmek bir dost için, bir es, bir evlat için, hasretle dolu yüregin bir haykirisini dile getirmek degil midir?
Ya bu gün! kaçimiz her seyin menfaate dayandigi su dünyada birbirimiz için gerçekten aglayabiliyoruz.Gerçekten diyorum, çünkü timsahlarda avini yakalayip yerken göz yasi döküyormus.Bahsettigim bu tür göz yasi degil sevgiyle, hasretle, muhabbetle dökülmüs iki damla da olsa yürekten kopup gelen göz yaslari...
Aglamak insanin yüregini yumusatir.Yüregindeki kötü duygulari bahar selinin topragi yikayip temizledigi gibi temizler.Hadi o zaman birer göz yasi sisesi de sizin olsun! insanlarin acilarini sikintilarini paylasalim.Hiç yapacagimiz bir sey yoksa hiç olmazsa birkaç damla göz yasi dökebilelim.Göz yasi sisesinde biriktirelim...
Ki sizin de yillardir gözyaslari biriktirdiginiz siirleriniz olsun.