Kundera'nın tüm yapıtları arasında en çok keyif ve zevkle yazmış olduğunu söylediği Gülünesi Aşklar'da, yazarın daha sonraki romanlarında geliştireceği temaların çekirdeğini ve bu temaların işlenişindeki özgün ve yenilikçi anlatım tekniklerini bulmak mümkün. Yazılması on yıllık bir süreyi kapsayan bu kitabın, gerek içerik, gerekse biçim açısından oldukça değişik bir öz taşıdığı söylenebilir.
Cinsellik, erotizm ve Don Juan'lık kavramlarının temel bir eksen oluşturduğu tüm bu öykülerde, Kundera, o eşsiz kara mizahı ve ironisiyle, kişilerin kimlik sorunlarını, oyun gibi başlayıp birden ciddiye dönüşen cinsel yanılsamalarını, gerçekte trajik bir tutsaklıktan başka bir şey olamayan erotik güç tutkularını işliyor.