Bir Akdeniz yazının tattırdığı en mükemmel tanışmaydın sen,
Yağmur ferahlığını gözlerime taşıyan, bir güvercin ürkekliği saklıydı gözlerinde.
Sekerek gezmeyi senden öğrenmiş olmalıydı ceylanlar,
Her adımında bir dağ lalesi açtıran bir havayla gelirdin yanıma.
Muhammet! Deyişindeki bebek agusu tatlığıyla sonlanırdı her sohbetimiz,
O siyah saçlarında berraklığı, yeşil gözlerinde saflığı sözlerinde
ölmez bir insanlığı tanıdım.
Ellerinde mutlu bir geleceği taşıyan bir melekten farksız olan
güzelliğin efendisi gibi gülerdin.
Ben seni işte bu yüzden, hep bir volkan sıcaklığında severdim.
Şunu bil ve asla unutma!
Sevdim sevildin hep sevdim hep sevileceksin,
Bu gün yollarımız ayrılmış bir firaka mahkûm kılınmış olsak da gül yüzlüm.
Dünya durdukça hep gülesin. Rabbimden niyazım odur ki yolunu
bahtını açık eylesin,
Mutluluk hep sende otağ kursun sende eğlensin,
Bir başka zamanda bir başka mekânda, bir başka diyarda buluşmak dileğiyle.
Hep hoş kal ve hep hoşça kal…
Ben unutmadım sözümü sende unutma!