Uzaklardan kopup gelen elektrikli tren önlerinde de hızla uzanakaldı birden. Çok beklemezdi. İstasyondaki kadınlı erkekli işçi kalabalığıyla birlikte koşup girdiler. Kendiliğinden açılıp kendiliğinden kapanan kapılar kapandıktan sonra tren acı, bet sesiyle başını aldı yekindi.
Bütün kompartımanlar omuz omuzaydı. Yanyana dikiliyorlardı. Eniştesi bir şeyler anlatıyor, Ayşe onun omuzu üzerinden taa karşıdaki pencerelere bakıyordu. Pencerelerin ötesinde şimşek hızıyla değişen evler, mavi deniz, denizin üzerinde balıkçı kayıkları.
Samatya, Yenikapı, Kumkapı...
(Kitap' tan Shf. 209)