“Allah’ın size helal ve Tayyip olarak verdiği rızıklardan yeyin ve kendisine iman etmiş olduğunuz Allah’tan korkun.” (Maide Suresi, Ayet 88)
Helal ve tayyib kelimeleri Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetinde zikredilmektedir.
Arapça’da helal kelimesi bir şeyin izin verilebilir, yasal olduğunun bildirir. İslam fıkhı perspektifinden bakıldığında, bu kelime İslami yasalar tarafından geçerli kabul edilen bir tercihi ifade etmektedir. Karşıtı olan Haram ise, tamamen istenmeyen veya yasaklanan manasına gelmektedir. İslam Fıkhının esasına göre, (Şeriate göre) kaçınılması gereken şeyleri tanımlamaktadır. Her iki kavram fıkhın prensiplerinin birer parçasını belirtmektedir. Bunlar yer, zaman ve şartlara göre değişebilir. Ancak her bir farklılık içtihat sürecine uygun bir esasa dayanmalıdır.
Gerçekte, iyi ve saf manasına gelen Tayyip kelimesinin, helal kelimesinin hemen ardında yer alması, helal kavramının önemli bir ön şartı olmakta ve onu desteklemektedir. Aslında tayyib kelimesi ihsan ve itkan kavramlarının bir açıklamasıdır. Bu nedenle, bir maddenin kalitesi veya haram-helal sınır değerleri yalnız başına birbirinden izole olarak değerlendirilemez. Fakat üretim prosesi, davranışları, tüketim yolları ve etkileri göz önünde tutulmalıdır. Örnek vermek gerekirse, bir şeyin hilesiz, yalansız, rüşvetsiz, faize bulaşmamış ve diğer benzer çirkinliklerden arınmış olması, temiz ve helal bir yaşam oluşturmanın temelini oluşturduğu kabul edilir.
Dr. Müh. Hüseyin Kami Büyüközer