Hankah dilimizde daha çok dergâh, tekke ve zâviye terimleriyle karşılamaya çalıştığımız yapılara verilen bir isim. Sûfîlerin
nazarında hankah mahallerinin çoğu İslâmî öğretimin ve eğitimin, nefis terbiyesinin ve aynı zamanda kendini bilmenin,
Hakk’ı bulmanın ve tanımanın gerçekleştiği mekânlardır. Bu yapılar, hicrî dördüncü asırdan beri, gönül erlerinin ibâdet,
çile, zikir, semâ ve seyr ü sülûk programlarının uygulandığı birer merkez işlevini görmüşlerdir. Bunun yanı sıra İslâm me-
deniyetinin parlak devirlerinde ücretsiz misafirhaneler olarak insanların konaklama ve yemek yeme gibi ihtiyaçlarının kar-
şılandığı mekân vazifesi de görmüşlerdir. Eğer maneviyat ve hikmet ehlinin asırlar boyunca terbiye ve manevî eğitimleri
için inşa ettikleri bu mahaller ortaya çıkmasaydı, irfânî meselelerin yaygınlaşması ve tebliği, hakikat erlerinin ve bu mesle-
ğe ilgi duyanların bir araya gelip toplanmaları belki de hiçbir şekilde mümkün olmazdı. Tarihi sosyolojik önemine rağmen,
bu tür yapıları kurumsal olarak tüm yönleriyle ele alan araştırmaların sayısı oldukça az ve bütünü kuşatıcı mahiyette de-
ğildir.Muhsin Keyanî›nin, İslâm medeniyetinin bu ilim ve irfan kurumlarını araştırdığı eseri Hankahlar Tarihi hem islâm coğ-
rafyasındaki kurumların izini sürüyor, hem de onları fonksiyonları, uygulamaları ve iç işleyişleri bakımından ele alıyor.