Harp Çantası, büyük Türk şiirine gönül borcunu ödeme niyetiyle yazılmış şiirlerden oluşmuştur.
Modern epik duyarlığın açtığı gerilimle ataların geleneğine duyulan saygıdan doğan duygusal ciddiyet arasında hem kafaya hem gönle konuşan bu şiirler, dünyayı gerçekten görmek isteyen okur için 23 yılda kaleme alınmıştır. Şiirlerin kendi kendine yeterli bir görgüye ulaşması ve Türk şiirindeki payının meraka değer bir görünüme kavuşması adına hayli uzun bir zamanı katetmesi bir yana, şiiri bilhassa şiir okuyarak anlamaya çalışan okurlar için sürekli doğum halinde olanı keşif yolunda atılmış mütevazı bir girişim sayılsa yeridir.
Evet, iyi bir şiir okuyan, okuması bittikten sonra gidip daha iyi en az iki şiir okumak ister. Ve iyi bir şiir pek çok kötü başka şeylerin okunmasına ve bir süre de olsa kötülüğün yayılmasına mani olur.
Harp Çantası, şiir sanatına saygıyı hatırlatan, akla aşkla çalışmayı empoze eden yiğitçe söylenmiş şeyler taşıyor.
“Fakat sen de biliyorsun ey halkım
Şairin babasını yitirmiş gibi sana baktığını”