Tasavvufî menâkıbnâmeler kültür tarihi araştırmalarında ilk müracaat edilecek kaynaklardandır. Arap ve İran edebiyatında din ve devlet büyükleri hakkında yazılan umumî tabakât kitaplarından farklı olarak bizim edebiyatımızda müstakil menâkıbnâmeler daha fazla rağbet görmüştür. Ünsî’nin hayatını anlatan “Hasan Ünsî ve Menâkıbnâmesi” de müstakil sûfî tezkireleri içinde değerlendirilmesi gereken bir eserdir. Hasan Ünsî’nin menâkıbı, dervîşi İbrâhim Hâs tarafından uzun bir zaman dilimi içinde derlenerek şeyhin vefâtından on dokuz sene sonra 1742’de kitaplaştırılmıştır.
Hasan Ünsî, XVII-XVIII. asırlar arasında IV. Mehmed, II. Ahmed, II. Mustafa ve III. Ahmed devirlerinde yaşayan, Baltacı Mehmed ve Çorlulu Ali Paşalarla doğrudan veya dolaylı olarak görüşen, Halvetiyye tasavvuf erkânına mensup bir mutasavvıftır. XVII. asrın en yetkin sûfîlerinden, Üsküdar’da ikâmet eden Karabaş-ı Velî Şeyh Ali Atvel tarafından yetiştirilerek ve İstanbul’a gönderilmiştir. Hasan Ünsî’nin irşat faaliyetleri sırasında halk ve devlet erkânıyla olan münasebetlerinin kaydedildiği “Menâkıbnâme” bu özelliğiyle sosyal, siyasal ve kültürel tarih araştırmalarına çok önemli malzemeler verecek niteliktedir. Kanaatimizce bu menâkıbnâme tasavvuf tarihinde “Halvetiyye”, “Şabâniyye” ve “Tasavvuf Tarihi” hakkındaki araştırmalara da önemli katkılarda bulunacaktır.