Herhangi Bir Kız ya da Değil, aslında hiçbirimizin sıradan olmadığını, hepimizin içinde kocaman bir evren taşıdığını hatırlatan bir yolculuk kitabı.
Ecem’in kaleminden dökülen bu satırlar, çocukluktan gençliğe, ilişkilerden yalnızlığa, başarı baskısından kayboluşlara kadar insan olmanın en çıplak hallerini gözler önüne seriyor. Kâh bir aşkın kırılganlığında, kâh kayıpların derin yaslarında, bazen de yabancı bir şehirde özgürce koşarken buluyoruz kendimizi. Ama her hikâyenin ardında aynı öz var: Kendine dönme, özüne kavuşma arzusu.
Yazar, hayatının en karanlık anlarında bile kalbinin sesini dinleyerek, Yaradan’ın ışığıyla yürümeyi seçmiş. Su terapisi ile suyun taşıdığı hafiflikle yeniden doğmuş, nefes terapisiyle içindeki yükleri bırakmayı öğrenmiş. Bizi de aynı cesarete davet ediyor. Bu kitapta ne sadece acılar ne de yalnızca mutluluklar var. Hepsi bir arada; tıpkı hayatın kendisi gibi. İçinden geçtiği dönüşümler, düşe kalka yeniden doğruluşları, umutla yeniden başlayışları anlatıyor.
Herhangi Bir Kız ya da Değil, yalnızca bir anı kitabı değil; aynı zamanda okuyucuya ayna tutan, kendi yolunu hatırlatan bir rehber. Belki senin de içinde sıkışıp kalmış o ses, bu satırları okurken özgürleşecek. Belki de fark edeceksin: Hiçbirimiz herhangi biri değiliz. Hepimiz kendi yolculuğumuzun kahramanıyız.
Bu kitap, yolunu arayan herkes için bir davet. Kendini bulmaya, kendi ışığını hatırlamaya…
“Şimdi bunları yazmak kolay değil. Kendimi sevmediğimi itiraf etmek hâlâ acıtıyor. Aynaya bakıp ‘Yaradan’ın yarattığını nasıl sevmedin, Ecem?’ diye hesap sormak istiyorum kendime. Oysa dünya üzerinde herkes kendini gerçekten koşulsuz sevebilseydi, birbirimizi de bağışlayabilseydik, dünya mucizevi bir yer olurdu. Ve olacak, buna tüm kalbimle inanıyorum.”