“Senin, kendi kendini uykudan çekip koparman lazım. Su sesini duyan susuz gibi hani. Ben, susuzların kulağına gelen bir su sesiyim. Yağmur gibi göklerden yağarım ben. Aşık, sıçra, şu ıstıraptan kurtul. Hem susuzluk, hem su sesini duymak, hem de uyku... Bu nasıl olur? Sevin! Emin ol ki yağmur çimenlere ne yaparsa ben de sana onu yapacağım.”
Her şey yağmurla başladı.
Bu yağmur, bildiğiniz yağmur değildi! İhsan yağmuruydu yağan. Musibetler yüzünden insanın gönlüne çöken gamı yatıştırmak için yağıyordu. Ve her güzel gül bahçesi gizli bir yağmura delaletti.
“Ey deniz gibi yakınlarına inci, uzaklarına yağmur hediye eden! Ey beni suvaran medet, medet”