Eğitim üçe ayrılır: Özel eğitim, örgün eğitim, yaygın eğitim. Hutbe bir “yaygın eğitim” yöntemidir. Belki insanlık tarihinin şahit olduğu en yaygın eğitim modeli budur. Çarpıcı olan, bu eğitim modelinin tıpkı Cuma namazı gibi her mü’mine farz olması, daha doğrusu Cuma namazının bir parçası olmasıdır.
Cuma namazları öyle bir yaygın eğitimdir ki, öğrenci sayısı 100 milyonlarla ifade edilebilir. Hutbe sayesinde, dünyanın yedi iklim dört köşesinde sayıları yüz milyonlara ulaşan bir kitle eğitilmektedir. Teorik olarak 10 yıl cumaya giden biri 520 ders süren bir eğitimden geçmiş demektir. Bu süre 30 yıla çıktığında ders sayısı 1560 gibi büyük bir rakama ulaşmaktadır. Bu yaygın eğitim türü bir ömür devam eden tek eğitim türüdür. Yediden yetmişe herkes bu eğitime katılmaktadır. Bu eğitim yüz yıl değil, bin yıl
değil, 1400 küsur yıldan beri sürmekte ve dünya durdukça da sürecektir. Hutbe sadece namazla sınırlı değildir. Efendimiz, Medine İslâm toplumuna bir meseleyi açıklayacağı zaman da bu yöntemi kullanırdı. Bayram namazları
ve Haccın Arafat, Müzdelife ve Mina duraklarında da hutbe vermişti.