Felsefeyi edebiyata sokan ve romanlarında felsefi temalara yer veren İhsan Oktay Anar’ın Puslu Kıtalar Atlası Kitabü’l Hiyel,
Efrasiyab’ın Hikâyeleri, Amat ve Suskunlar adlı romanları, hem kurgu hem de felsefi söylemleriyle dikkat çeken örneklerdir.
Konularını biri dışında tarihten alan bu romanlardan Puslu Kıtalar Atlası’nda Descartes’in Metod Üzerine Konuşma adlı eserinden yola çıkarak varlık, yokluk, hiçlik... üzerine yaptığı düşsel yolculuklarına; Kitab-ül Hiyel’de hayal-gerçek çatışmasına ve güç peşinde koşanların içine düştükleri yanılgılara ve hayal kırıklıklarına yer verirken; üçüncü kitabı Efrasiyab’ın Hikâyeleri’nde insan ömrünün sınırlı olduğundan hareketle hayatı güzelleştirip anlamlı kılan ve sevgiyi öne çıkaran düşünsel bir önerme sunar;
Amat ve Suskunlar adlarını taşıyan son iki romanında ise iyiler ile kötülerin ezeli çatışması içinde, sınırsız güç ve ölümsüzlük peşinde koşan gözü dönmüş iktidar tutkunlarının ve aç gözlü insanların acıklı sonlarını işlemektedir.
Anar’ın tüm romanlarına egemen olan ana düşünce şudur: Üzerinde yaşadığımız bu dünya, ölümsüzlük peşinde koşmak yerine sevgi ve hoşgörü ile daha anlamlı kılınabilir.