Bir gün bir ağır ceza hakimi; zor, kişiden götürdüğü bol, uğursuz bir karar verir. Karar verildikten sonra dönüşü olmayacağını bilir, kararın her şeyi silip süpüreceğini bilir. Fakat yine de samimi midir bu zamana kadar düşündüklerinde? Masum kimdir kalbinde? Neler verilebilir, neler verilemez? Nelerden vazgeçilebilir, nelerden vazgeçilemez?
Bulacaktır. Bulmak için arayacaktır.
Bir ağır ceza hakimi, iki uçurumun ortasında, köprünün iki ucuna da yakın, köprünün iki ucuna da uzak...
Bir ağır ceza hakimi, bir karar, uçurumun tepesinden yere doğru çekiliş... Terk ediliş... Sonuçlar, cevaplar, sorular, sorunlar...
Bir ağır ceza hakimi, bir kız, bir hayal kırıklığı, biraz yalnızlık, birkaç sevinç, birçok üzüntü...
Sonra hayat, yalnızca hayat, biraz gerçek, biraz sahte, kurgunun ortasında hayatın ta kendisi; hayatın tam ortasından, uygunsa kendisi...
Sessiz bir yolculuğun tam ortasında
Canhıraş bir çığlık doldurdu havayı
Sessiz yolcu irkildi, aradı kaynağı
Sanrı sandığı acı canının yongasında
Dudaklarından değil yüreğinden geldi çığlık
Bundan duyan yoktur, zihinler durgun çığlık