"Devlet, ekonomi, din, bilim ve sanat gibi kültürel yaşam değer alanlarının birbirlerine farklılaşması ve kendilerine özgü ussallıklarını geliştirmeleri, Max Weber tarafından modernleşmeye özgü en önemli özellik olarak gösterilmiştir. Aynı zamanda Weber, bu özelliğin modernliğin kendi iç çelişkisi ve dinamiği olduğunu da belirtmeden geçmemiştir. Frankfurt Okulunun kültür eleştirisi de ağırlıklı olarak bu yönde gelişmiştir.(…) Bu nedenle, Habermasın kültür, kişilik ve biçimsel olmayan kurumsal düzenden kurulu yaşam dünyası kavramı merkezi bir öneme sahiptir. İletişimin, dünyayı ussallaştırıcı niteliğinin gerçeğine varıldığında, yaşam dünyasının siyasal karşılığı durumundaki sivil topluma da ussalık kazandırabileceği ortaya çıkacaktır. Böylesi ortamlarda, olumlu özgürlüklerin geliştirilebileceği de açıktır.(…) Özgürlüğün büyük anlatısına dayanan bütüncül felsefeler -Hegel, Marx, Habermas- hakça toplum düzeninin bugün olmasa bile gelecekte gerçekleşmesi olasılığına dem vururlarken, özgürlüğe giden yolun belki çetin, ancak açık olduğunu savunmaktan vazgeçmemişlerdir."
Bu anlatılar çerçevesinde İletişimin Sosyo-Politiği toplumsal nitelikli iletişim kuramını güncel yaşamda siyasetle içeriklendirerek eleştirel sorgulamalarda bulunmaktadır.