Aile kurumu ciddi bir felaketle karşı karşıya. Batılı aile neredeyse göçmüş durumda. Türkiye’de sağlam ve köklü geleneğe yaslanan aile kurumu da son yollarda planlı ve sinsi bir şekilde tahrip ediliyor. Aile kurumumuzu ayakta tutan manevi değerler hızla erozyona uğrarken, batılı yaşam biçiminin beraberinde getirdiği olumsuzluklar aile hayatımızı sarstıkça sarsıyor.
Böyle bir vasatta, aile kurumunu her türlü yıkıcı etkiden, özellikle modern hayatın beraberinde getirdiği seküler tahribattan korumaya, onun kadim İslami temellerini tahkim edip yaşatmaya yönelik çabalar, insanımızın ve insanlığın geleceği açısından önemli ve öncelikli bir görev haline gelmiştir.
Vahyi ilahi’nin “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun!” ( Tahrim66/6) şeklindeki zamanlar ve mekânlar üstü uyarısı, özellikle günümüzde her bireyi, aile ve toplumu kasıp kavuran küresel yangından ve bunun kaçınılmaz neticesi olan “edebi ateş”ten korunmayı bir hayat-memat meselesi olarak öncelememizi emreden bir “acil uyarı” niteliği taşıyor.
Bu konuda yapılması gereken de Rasulullah (as) tarafından şöyle aktarılıyor.
“Herhangi bir topluluk, Allah’ın evlerinden birinde toplanıp Allah’ın kitabını tilavet eder (okur-anlar-yaşarlar) ve onu tedarüs (birlikte müzakere) ederlerse, muhakkak onların üzerine sekinet iner, kendilerini rahmet kaplar, çevrelerini melekler kuşatır ve Allah, onları kendi katındakilere anar”
Bu büyük müjdeye nail olmak ve bugün ailelerde ve hayatın her alanında kaybettiğimiz huzur ve süküna yeniden kavuşmak için yapılması gereken şey çok nettir:
Evlerimizi vahiy merkezli bir mektebe dönüştürmek!
Bugünün dünyasında sekinet’in bütün kuşatıcılığı ile elde edilmesi ve aile ocağımızın maddi, manevi, psikolojik ve sosyal tüm boyutlarıyla sağlam bir sığınağa, emin bir limana ve sarsılmaz bir kaleye dönüşmesi; meskenlerimizin vahiy merkezli birer eğitim yuvası haline gelmesine bağlıdır.
Bu seri (Aile Sohbetleri) işte bu kutlu amaca hizmet sadedinde hazırlandı.