Dinin insan hayatında ne türden bir yeri olduğu her zaman tartışma konusu olmuştur. Dinin “insan için bir ihtiyaç” olduğu şeklindeki faydacı yaklaşımın iki boyutu bulunmaktadır.
* İnsanın aciz bir varlık olması önkabulü ile Dinin aşkın ve bir üst varlık tarafından insanlara elçiler aracılığıyla yanlışa düşmemesi için gönderildiği şeklindeki yaklaşım..
* Tamamen tarihsel koşullar gereği, sosyal-siyasi-ekonomik fayda sağlamak için üretilmiş bir fenomen olduğu şeklindeki yaklaşım.
Aslında bu iki yaklaşım da insanın din ile ilişkisini dolayımsal bir ilişki olarak görmektedir. Bu ikisinde de din araçsallaştırılmaktadır.
İnsanın doğruları kendisinin bulamayacağı; bu yüzden ayrı bir kaynağa ihtiyaç duyması savı da, insanın akılyürütme ile fayda elde etmek için kutsalı yaratmış olması savı da din ve insan ilişkisini doğru anlamamıza engel teşkil etmektedir.