İnsan haklarının merkezi ülkelerce dış politikada bir baskı amacı olarak kullanılması gelişmekte olan çevre ülkelerde kaçınılmaz olarak rahatsızlık yaratmıştır. Çevre ülkelerdeki insan hakları ihaleleri ve demokraside yaşanan sorunların ekonomik boyutu gözardı edilmeye çalışılmıştır. Sorunun ulusal olduğu kadar uluslar arası boyutunun da olduğunun, iç ve dış boyutun ayrılmaz bir bütünlük arzettiğinin görmezlikten gelinmesi için yoğun çaba harcayanlar, çevre ülkelerdeki yöneticileri ve dolayısıyla bunları seçen toplulukları başarısızlıktan sorumlu göstermeye çalışmışlardır. İnsan haklarının korunmasında ve demokrasinin yerleştirilmesinde 'başarılı olmayanlar'a karşı insani müdahale kavramı bir diplomatik araç olara geliştirilmiştir.