“Yahu ne güzelmiş meğer hayatım da, farkında değil mişim.”
Koşturup duruyoruz, garip, tuhaf haller, ayak kaydırmalar, ali-cengiz oyunları, müdüre, astına pabucunu ters giydirmeler, bazımız dostça destekler, ilerlesin kariyer yapsın diye, bazımız tam tersi. Doğru bildiğimiz yanlışlar, yanlış bildiğimiz doğrular, çok yaratıcıyız çok, kendi kendimize, kendi “kaos”umuzu yaratıyoruz.
Sizlerle bir yandan iş hayatındaki anı ve gözlemlerimi paylaşırken, bir yandan da sizlere; naçizane içinde gizli mesajlar vermeye çalışarak, yapılması gerekenler, yapılmamasında fayda vardır diye düşünülebilen ve-veya yapılsa iyi olur diyebileceğimiz konuları olaylar içerisinde gizli mesajlar şeklinde iletmeye, paylaşmaya çalıştım.
Tabii ki tamamen kendi şahsi düşüncemle, kendi bakışımla...
Biraz da nüktedan bir dille yazmaya çalışarak...
“Bir adayı, arkadaşım görüşmeye çağıracak, arıyor. Aday “Ya ben de sizinle çok görüşmek istiyorum, ama uygun değilim, siz benim yerime gelin bir kahvemi için,” diyor. Şaka değil gerçek, gerçek olan yurdumun, gerçek olan caaanım insanı.
…
Yeni mezun tatlı bir arkadaşımız, değerli bir delikanlı. Kendine kartvizit yaptırmış, kartvizitte serbest meslek şirket CEO’su yazdırmış. “Şirket hangisi?” dedim, “Ne işle meşgul bu şirketiniz?” Henüz kurmamış, ama kurmayı düşünüyormuş, kuruluma kartvizit bastırmakla başlamış. Allah’ım aklımı koru, bu kişiyi hemen işe aldık deeermiişiimm. Kişiyi değil de kartvizitini aldım, “Bir şeye ihtiyacınız olursa beni arayın,” dedi. Belli mi olur, bir gün CEO MEO olur gerçek bir şirkette, gerçek bir CEO, hayat bu, belli olmaz, belki ararım kendisini.”