Rasim Özdenören, bir edebiyat adamı olarak, varlığıyla elli yıldır yazı dünyasının içindedir. Elli yıl, bir toplumun hayatı için de, hatırı sayılır bir anlama sahiptir. Hele kendini yeni formlar içinde tekrar ifade etmenin yollarını arayan bir toplum ve o toplumun öz varlığı açısından...
Böyle bir perspektiften baktığımızda, Türk öykücülüğünün Rasim Özdenören’in şahsında özgün açılım alanlarından birini bulduğunu söyleyebiliyoruz. Zengin ve şaşırtıcı bir dil damarını keşfederiz onun öykülerinde. O, Türk öykü dilinin işlenmesi kadar, uyguladığı anlatım teknikleriyle Türkçede yeni deneyimler gerçekleştirmiş; bu dili, öykücülüğün farklı imkânlarına açmış bir yazar olarak da görünür.
Âlim Kahraman’ın hazırladığı eser, bir Sunuş ve Zamandizin’le başlıyor. Kitaba Ebubekir Eroğlu, Selim İleri, Nursel Duruel, Kurtuluş Kayalı, Feridun Andaç, İlhan Kutluer, Turan Karataş, Yılmaz Taşçıoğlu, Mustafa Everdi, Fatma Karabıyık Barbarosoğlu, Nalan Barbarosoğlu, Murat Yalçın, Cevdet Karal, Betül Dünder, Meral Demirel, Ahmet Kekeç ve Abdullah Harmancı farklı bakış açıları ve özgün yorumlar içeren birer yazılarıyla katılmışlardır. Rasim Özdenören’le yapılmış üç oturum'un da yer aldığı kitapta ayrıca yazarla ilgili olarak hazırlanmış kapsamlı bir bibliyografya bulunmaktadır. Özdenören hakkında 1968’den bu yana yazılagelmiş değerlendirme yazılarından yapılan alıntılarla zenginleşen eser; yazarı anlamak isteyenlerin ve yeni görüşler geliştirecek kuşakların yoluna bir ışık düşürecektir.
Rasim Özdenören, tekrar tekrar kendisine dönülen ve hiçbir dönüşü karşılıksız bırakmayan metinler yazdı; yazmaya devam ediyor.