Yazarın Müslümanlara karşı duyduğu sempatinin ürünü değil, aksine İslam Dünyası'nı anlamak istemeyen Emperyalist Batı'ya karşı bir sitemdir. Günümüzde laisizm faaliyetlerinin ve milli devlet politikalarının sözde başarıları, umulanın aksine bir gelişme kaydeden İslami dayanışma duygusu üzerinde artık etkisini kaybetmiştir. İslam Dünyası henüz herkesi kucaklayan merkezi bir ideoloji çalışması yapamamıştır. Tarihinin orjinalitesinde yer alan ihtilafları muhafaza ettiği sürece başaramayacaktır da... Batılılaşmış elit tabaka nezdinde dahi iman, dünya gerçekleri karşısında kendini yeniden keşfetmenin bir ifadesi olarak gerçek yerine kavuşmaktadır. Milliyetçilik ve Kur'an'ın ortaya koyduğu üniversalizmin daima canlılığını muhafaza eden şuuru sayesinde, "birlik arzusu"yla nikah masasına oturacaktır. İslam ülkelerinin bugünkü milliyetçiliği, çözüm bekleyen problemlerin aciliyeti ve çeşitliliği karşısında ancak bir sabırsızlık yabancıya karşı bir reaksiyon hareketi ve en nihayet bazı İslam ülkeleri birbirlerine karşı muhalefet içinde bulunduğu için bazen şiddet dolu ve zararlı bir davanın levyesi olacaktır.