Teknolojinin ve bilginin hızla değiştiği bu yüzyılda, fiziki güce dayalı iş gücünden ziyade eğitim ve tecrübenin, bilginin, insan ilişkilerinin, iletişimin, duygusal zekânın, estetiğin, yenilikçiliğin ve yaratıcılığın çok daha önemli olduğu bir yönetim tarzı oluşmuştur. Pek çok kadında doğuştan var olan bu özellikler kadınları iş gücü piyasasında güçlü ve aranılır hâle getirmektedir. Gün geçtikçe çalışma yaşamında erkek egemenliği sarsılmakta, kadın girişimciler ve kadın çalışanlar hızla artarak bu alanda kendilerini gösterme imkânına kavuşmaktadır. Bu durum kadınların çalışma hayatında yaşadığı sorunları daha da artırmakta yeni pek çok sorunu beraberinde getirmektedir. Bu sorunların temelinde çoğu zaman cinsiyet temelli ayrımcılık uygulamaları bulunmakta olup kadınlar hayatın her alanında olduğu gibi iş hayatında da çeşitli ayrımcılıklara maruz kalmaktadır.
Bu eserde Osmanlı'dan günümüze kadın iş gücünün durumu, kadının sosyal ve çalışma hayatındaki gelişimi, iş hayatında kadına yönelik cinsiyet temelli ayrımcılık ve kariyer sorunları ele alınmıştır. Eserin konuya ilgi duyan kesimlere ve en önemlisi kadınlara faydalı olacağı ümit edilmektedir.