İlk kez böyle bir şeye tanık oluyorum. Doğanın nimetlerinden, gün ışığının bize sunduğu güzelliklerden körler de yararlansın diye yapılmış bir kent maketi. Gözlerimi kapatıp sivri ve yuvarlak biçimlere dokunuyorum, görme yetimi kaybettiğimi ya da doğuştan kör olduğumu varsayarak parmak uçlarımdan bilincime yansıyan bir titreşimde Basel'i algılamaya çabalıyorum. Bambaşka bir duygu bu , bir kenti yabancı bir kadın gövdesini keşfeder gibi dokunarak, okşayarak algılamak, giderek bütünleşmek onunla, caddelerde, ara sokaklarında dolaşmak, çıkmazlarında yitip gitmek.