Modern çağ, insan mirası ile ortaya çıkan bütün kavramları yeniden tanımlamıştır. Bu durum bizim felsefe alanına ilişkin anlayışları yeniden ele almamızı gerekli kılmaktadır. Felsefi hamle, insanın ontoloji, epistemoloji, etik ve estetik alana ilişkin bütüncül bir hamle iken bilimsellik olarak öne çıkan paradigma ile önemi ve anlamı kısırlaştırılmıştır. Modern diye nitelenen felsefi anlayışın etkisi ile felsefe alanı bilimsel başarıların gölgesinde kalmış, bu durum felsefi alanı insanın varoluş sorunlarına cevap noktasında işlevsizleştirmiştir. Felsefi olana karşı insanın bilimsel başarılarının yüceltilmesi insanlık durumuna ilişkin körlük üretmiştir. Batı’nın düşünsel devinimlerinin merkezde olduğu Antik Yunan ve skolastik anlayışlar ekseninde sunulan felsefi yaklaşımlar insanlığın ortak mirasının görmezden gelindiği bir felsefi hegemonyayı dayatmıştır.
Elinizdeki kitap, felsefi meseleleri anlaşılır bir biçimde ele almak amacıyla hazırlanmıştır. Felsefi meselelerin, felsefenin asli zemini ekseninde ortaya konması hedeflenmiş; felsefi anlayışın insan doğasındaki yeri ve anlamı ortaya konulmaya çalışılmıştır. Modern dünyanın sorunlarının çözümünde felsefenin hayati bir görevi vardır. Ancak felsefenin bu görevi yerine getirebilmesi, insandaki asli zeminine döndürülmesi ile mümkün olacaktır.
