Bedenine bağlı kalbin, ruhuna bağlı vicdanındı. Kalp atışların bedeninde yankılanırken, vicdanının sesi ruhunda çınlıyordu. Kalbince yaşadığın bu hayat, ruhunu etkiliyordu. O yüzden kalbin sevince ruhun, bedenine sığmıyor; sevmeyince ise bedeninde demir parmaklıkların arkasında durur gibi duruyordu. Okuduğun kitabı seversen çabuk bitiyordu, izlediğin film de. Sevdiğin kalemi kullanmaya kıyamıyordun çabuk bitmesin diye. Sevdiğimiz şeylerin bizi hayata bağladığını düşünürken aslında biz de sevdiklerimizi hayata bağlıyorduk.
Mesela sevdiğimiz çiçek solmasın diye toprağını değiştiriyor, suluyorduk.
Kitapta yazan her cümlenin hikayesi farklı. Kalbinizce yorumlayacak ve kendi hikayelerinizden bir parça bulacaksınız.