Doğanın bir parçası olarak yaratılan insanoğlu, giderek doğadan kopmuş ve bugüne ulaşmıştır. Kişi, sosyal yaşam dediğimiz düzenin gereği olarak, yan yana, üst üste sıralanmış konutlara sığınmış; bir solukluk temiz havayı, bir bakımlık yeşili, bir duyumluk ötüşü özler olmuştur.
Bacalardan, eksozlardan yükselen duman içinde arı havayı soluma, taş ve beton yığınları içinde yeşili görme, kentin uğultusu, sağır edici homurtusu içinde cıvıltı duyma olanağı kalmamıştır. Tatil günlerinde olsun salt bu gereksinimi karşılayabilmek için olanağı olanlar, saatler süren bir yolu göze alabilmektedir. Bu doyum biçiminin oldukça pahalı, güç ve yorucu olması karşısında, sorunlarına daha basit, kolay ve aynı oranda da zevkli başka bir çözüm bulanlar vardır. Bu küçük kitapta amacımız, siz değerli doğasever okurlarımıza, küçük arkadaşlarınızın daha tatlı nağmeli, daha şen, daha şakrak, daha sağlıklı, daha mutlu ve daha az sorunlu olabilmesi için gösterdiğiniz çabaya, karınca kararınca katkıda bulunabilmektir.