Osmanlı Devleti, günümüzde "muhteşem yüzyıl" olarak da bilinen Kanûnî Sultan Süleyman döneminde siyasi ve askeri açıdan zirveye çıkmıştır. Bu dönemde gerek toplumsal gerekse fetihlerle genişlemeye bağlı olarak ortaya çıkan sorunlarla ilgili çeşitli hukuki düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemelerde Osmanlı şeyhülislâmlarından özellikle İbn Kemal'in ismi ön plana çıkmıştır.
Osmanlı Devleti, kendisinden önceki Türk-Ä°slâm devletlerinden devraldığı hukuki geleneÄŸe baÄŸlı kalarak Hanefi mezhebini benimsemiÅŸtir. Hanefi hukukçuları ise klasik hukuk çalışmaları yanında, bir de günlük hayata çözüm üreten, uyÂgulamaya yönelik fetâvâ, nevâzil, vâkıât ve mesâil türü eserler telif etmiÅŸlerdir.
İbn Kemal, yetiştiği ortamın ve anlayışın bir sonucu olarak, mes'elelere doğrudan Kur'an, sünnet, icmâ' ve kıyas gibi şer'î delillere dayanarak ictihad etmek yerine, fıkıh kitaplarındaki görüşlerden zamana en uygun olanı tercih ederek sorunları çözmeye çalışmıştır.
Ä°bn Kemal'in fetva mecmûaları incelendiÄŸinde, Osmanlı hukuk sisteminde ÅŸeyhülislâm fetvalarının, sadece karmaşık davalarda hukuki açıklama ve uygulaÂma aracı olarak hizmet etmediÄŸini, aynı zamanda bir fıkıh kitabına bakacak Arapça bilgisi olmayan nâibler ve halk için de yol gösterici bir kaynak olduÄŸu görülmektedir.
Çağın sorun ve çözümlerini, dolayısıyla hukukun canlılığını ve esnekliğini yansıtması bakımından büyük önem arz eden İbn Kemal'in fetvaları hiç şüphesiz hukuk, iktisat, sosyal ve siyasi tarih araştırmaları için mutlaka incelenmesi gereken zengin bir literatür oluşturmaktadır.