Sevinç, neşe, aşk, mutluluk, keder tümüyle insanlar içindir. Benim gönlüm tüm insanların mutlu olmasını ister. Acılarla dolu olan bu kitabı okuyanlar ne kadar da karamsar adammış diye düşünüp, belki de beni suçlayabilirler. Ben yaşadıkla-rımı yazdım. Başkalarının içini karartmak niyetinde değilim.
Her an her dakika mutlu olan insanlar parmakla gösterilecek kadar azdır. Kimileri çok varlıklıdır, maddi sıkıntısı yoktur, ama manevi sıkıntı içindedir. Kimileri fakirdir, yaşamın zorlukları onu canından bezdirmiştir. Çırpınır, didinir, iki yakasını bir araya getiremez ve mutsuzdur.
Kimileri yeterince varlıklıdır, fakat yeterli bulmaz, o varlığının üzerine biraz daha varlık katmak için çaba gösterir. İşi yo-lunda gitmezse mutsuz olur. Kimileri feodal baskı altındadır. Töredir, terördür, kan davasıdır, bunlarla uğraşır. Kadınsa ikinci sınıf insan olarak görüldüğü için mutsuzdur. Kimilerinin kültürel yönden kalkınması engellenmiştir, diğer insanlar tarafından hakir görüldüğü için mutsuzdur. Kimileri politikalardan mutsuzdur. Kimileri de dini taassuplardan şikâyetçidir ve mutsuzdur. Bazı insanlar ise geçmişiyle yaşadığı için mutsuzdur.
Hâlbuki insanlar doğar, yaşar ve ölür. Bu gerçeğe rağmen, ailede yaşanan ölüm olayları, o aileyi senelerce acılara bo-ğar ve mutsuz kılar. Bilinen bir gerçeği kabul etmek istemezler.
İnsanların en mutlu çağı, gençlik çağıdır. Onlar her şeyi tozpembe görür. Âşıktır, aşkı onu mutlu eder, tabiatın güzellik-leri ona mutluluk verir. Geleceği hayal etmek, hayallerine kavuşmak için göstermiş olduğu çabalardan mutludur. Bir gün gelir ki hayal dünyasından çıkıp gerçek dünya ile karşılaşır. Gerçekler onu da mutsuz etmeye başlar.
Dünyanın kuralı bu, ama biz yine sevinç, neşe, aşk ve mutluluk içinde yaşamaya gayret edelim.